Ödev Ara

İNSAN KURT MU, KUZU MU?

Ödevin Tamamını Önizle

Yazar bu kitabında Freud’un teorilerini temel almış, bu teorilere kendi psikanalitik kavramlarıyla açıklık getirmiştir.

Kitabın yazılmasındaki amaç ; insanoğlunun, gelecekteki en önemli tejtidi oluşturan nükleer savaşlara karşı neden bu kadar kayıtsız olduğu sorusuna cevap aramaktır. Buna bağlı olarak akıla şu soru da geliyor : Hayatı boyunca belki de bir karıncayı bile öldürmemiş bir insan nasıl oluyor da savaş sırasında onlarca insanı, üstelik kendi canı pahasına öldürmeyi göze alabiliyor? Bu nasıl bir psikolojidir?

Bu anlamda en temel soru insanın kurt mu yoksa kuzu mu olduğudur.

Hitler milyonlarca yahudiyi tek başına öldürmedi. Stalin milyonlarca siyasi liderini tek başına yok etmedi. Bu insanlar yalnız değildi. Onlar adına öldüren, işkence eden ve bunu isteyerek değil, zevkle yapan binlerce adamları vardı.

Hitler...gibi kurt diye tabir edilen insan figürleri, insanların çoğuna kurt gibi davranmaya itmek için davanın soyluluğu, özgürlüğün elden gittiği ve çiğnenen onurun intikamının alınması gerektiği gibi hikayeler uydurur. Şiddet kendisine kutsal bir görev olarak sunulsa bile eğer kendi doğasında yoksa nasıl oluyor da bir kuzu, kurt gibi davranmaya bu kadar kolay ikna edilebiliyor? Yoksa insanlar, kuzu gibi davranan kurtlar mı?

Yazara göre insanların şiddete olan yöneliminin temelinde üç olgu yatar : 1) Ölüm sevgisi 2) hastalıklı narsizm 3) Sembiotik ensest saplantısı. Kitapta her bir olgu birer bölüm halinde incelenmiş. Bu üç yönelim bir araya geldiği zaman, insanı yıkım adına yıkmaya ve nefret adına nefret etmeye iten “çürüme sendromunu” oluşturur. Çürüme sendromuna karşıtlık için de “gelişme sendromu” olarak ifade edilen bir terim kullanılır. Gelişme sendromu; ölüm sevgisine karşı yaşam sevgisini narsizme karşı insan sevgisini ve sembiotik ensest saplantısına karşı bağımsızlık sevgisini ifade eder.