Ödev Ara

Vardiyalar ve Yorgunluk

Ödevin Tamamını Önizle

Günlük Ritim

İnsanların tüm fizyolojik fonksiyonları, günün 24 saati boyunca ritmik değişiklikler gösterirler. Günlük ritim (Circadian Rythm) olarak bilinen fonksiyonel aktivite değişikliklerine göre, sabah saat 04:00 civarında; vücut ısısı, merkezi sinir sisteminin uyanıklığı, hormon salgıları ve benzeri beden fonksiyonları en düşük düzeylerine inerler. Bu saatlerden itibaren, bütün fonksiyonel aktivitelerdeki artış akşam saatlerine kadar devam eder. Akşam 20:00 civarında en yüksek düzeyine erişen bu fonksiyonlarda bir düşüş başlar ve fonksiyonlar yeniden en düşük düzeylerine erişirler. Akşam saatlerinde, günlük ritim düşüşü başlığında giderek artan bir uyku gereksinimi ortaya çıkar ve gece saatlerinde insan bedeni iyi bir uyku ile dinlendirilmelidir. Günlük ritmi en iyi temsil eden değişiklik metabolizmada ve buna bağlı olarak beden iç ısında görülür. Nitekim, beden iç ısısı en düşük düzeyinden başlayarak 2,5 0C kadar yükselir.

Gece Çalışmalarının Etkisi

Gece vardiyası olarak bilinen, gece çalışmalarında insan bedeninin biyolojik ritmi zorlanır ve zorunlu olarak birtakım değişiklikler geçirir. Bu değişiklikler, her insanda farklı sürelerde gerçekleşir. Gündüz vardiyasından geceye yada gece vardiyasından gündüze geçen işgörenlerde, yeterli bir günlük ritim uyumu yaklaşık 4-5 günde oluşur. Bazı işgörenlerde bu değişiklik daha uzun sürer ve ağır bir uyum stresi içinde kalırlar. Genelde, gece vardiyasından gündüze geçiş daha kolaydır. Uyumsuzluk gösteren işgörenlerin en önemli sorunu uyku saatlerindeki değişmedir. Gece uyumayan bu insanlar, gündüzleri de eski alışkanlıkları ile uyanık kalırlar yada düzensiz bir şekilde uyuyarak, gerektiği kadar dinlenemezler. Bu nedenle de iş verimleri de düşüktür. Verim düşüklülüğü bir vardiyadan diğerine geçiş ve uyum süreleri içinde daha da belirgindir. Ayrıca, yedi günü aşan gece vardiyalarından gündüze geçişte de önemli uyum zorlukları ortaya çıktığı saptanmıştır. Bu nedenle, gece vardiyalarının gerek mesai saatleri ve gerekse gün sayısı açısından kısa tutulması önerilir.

İnsanların günlük ritmi konusunda yapılan çalışmalarda, aşağıdaki bulgular ilgi çekmiştir.

-Devamlı gece vardiyalarında, ilk dört hafta içinde verim gündüz vardiyasındaki verimin çok altındadır.

-Bir gece vardiyasını izleyen gündüz vardiyalarında, işgörenlerin göreve gelmedikleri gün sayısı oldukça yüksektir.

-İki haftalık gece vardiyalarında, işe gelmeme olayları, ikinci hafta giderek artmaktadır.

-Gece vardiyası uygulamalarının süresi arttıkça, işe gelmeme olaylarında bir azalma görülmeye başlar. Örneğin dört haftalık gece vardiyalarında devamsızlık, iki haftalık vardiyalardan daha düşük orandadır.

-Günlük ritim uyumu aktif iş şekillerinde daha çabuk oluşmaktadır.

-Bir hafta süreli gece vardiyalarında sabah saat 04:00 saatlerindeki işlem hataları, gündüz vardiyalarına nazaran yüzde 100 daha fazla bulunmuştur.


Vardiya Seçenekleri

Vardiya çalışmalarına gereksinim duyulan işletmelerde, ne tip bir vardiya sisteminin seçileceğine karar verirken; biyolojik, teknik ve sosyal kriterler kullanılmaktadır. Bu konuda yapılan gözlemlerin sonuçları vardiya seçiminde yol gösterici olabilmektedir.

-Biyolojik kriterlere göre vardiyalar, iki yada üç gün gibi kısa süreli yada en az dört hafta gibi uzun süreli olarak planlanmalıdır.

-Teknolojik yaklaşımlarda, her işletmenin kendi gereksinimleri ve zorunlulukları dikkate alınmalıdır.

-Sosyal gereksinimler kriterine göre vardiyalar, işgörenlerin sosyal yaşantısını tedirgin etmeyecek şekilde, kısa süreli yada kişinin içinde bulunduğu toplumun yerleşik kurallarına en uygun bir zamanlama olarak düşünülmelidir.

-Kısa yada uzun vardiyalarda, biyolojik ritim etkisi hafta sonlarında bozulur. Uzun süreli vardiya sistemlerinde bu etki daha az bahsedilir.

Endüstrilerin çoğunda önerilen vardiya sistemleri genellikle, değişen ekiplerin çeşitli vardiyalarda çalışma günlerini en aza indirmeyi amaçlar. İler endüstrilerde geliştirilen vardiya sistemleri Tablo-1 de gösterilmektedir.